Meme kitlelerinin görülmesi 11 yaşa kadar düştü

Güncel (İHA) - İhlas Haber Ajansı | 25.09.2018 - 22:55, Güncelleme: 25.09.2018 - 22:55 3759+ kez okundu.
 

Meme kitlelerinin görülmesi 11 yaşa kadar düştü

Genel Cerrah Prof.Dr. Ahmet Dağ, her 8 kadından birinin meme kanserine yakalanma riski taşıdığını vurgulayarak, "Kanserin yanında iyi huylu meme kitlelerinin de sayısı çok fazla arttı ve yaş düştü. Direkt kanserle ilgili olmasa da meme kitleleriyle 20-25 yaş arasında hasta beklerken, 11-12 yaşında kocaman kitlelerle hastalar gelmeye başladı" dedi. Meme kanseriyle ilgili açıklamalarda bulunan Mersin Üniversitesi (MEÜ) Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Anabilim Dalı öğretim üyesi, meme ve endokrin cerrahı Prof. Dr. Ahmet Dağ, meme kanserinin kadınlarda en sık görülen kanser türü olduğunu söyledi. Artık bu kanser türüyle çok sık karşılaştıklarını ve vaka sayısının her geçen gün arttığını belirten Dağ, "Yaş grubu da giderek düşüyor. 40-44 yaş arasında bir yoğunluk söz konusu. Bu yaşlarda ciddi bir artış görüyoruz. Böyle olunca da tedavide beklentiler de değişiyor. Çünkü genç nüfus, genç kadınlar özellikle memenin korunmasını istiyor. Korunmasa da yerine yeni meme, onkoplastik dediğimiz cerrahi tekniklerinin kullanılmasını istiyor. Bu bağlamda genç meme kanserleriyle uğraşırken, cerrahi yöntemlerimiz de bu yöne doğru kaydı. Aslında cerrahi seçenekleri 15-20 yıl önce daha çok memeyi alma yönündeydi ama şimdi ise memeyi daha çok koruyabilirsek koruyoruz, koruyamazsak yerine yeni meme yapabiliyoruz" diye konuştu. "Artık kolay kolay meme kanserinden hasta kaybetmiyoruz" Genç kadınlarda bu hastalığının daha agresif seyrettiğinin altını çizen Dağ, "Genç olunca sanki bu kanseri daha kolay atlatabilir gibi gözüküyor ama tam tersi bir durum söz konusu. Ancak bu kadar yaygın bir hastalık olunca bu sefer de tedavi seçeneği de araştırma da çok. Bu yüzden artık kolay kolay meme kanserinden hasta kaybetmiyoruz. Hastalar bize zamanında geldiğinde, hiçbir sıkıntı çıkmadan memeyi de koruyarak bu hastaları iyileştiriyoruz. Hasta eğer çok çok geç kalmamışsa büyük oranda hayatta tutuyoruz. Bakanlığımızın bu konuda çalışmaları çok iyi. Kanserin belirgin şeyleri var. Hasta kanser olduğunda bize kitleyle geliyor. Bizim istediğimiz ise daha bu kitle gelişmeden taramayla bunun adını koyması. Burada kullandığımız araçlar mamografi ve meme ultrasonu. Tarama için mamografiyi 40 yaşı üstünde başlatıyoruz. Ultrasonu ise her yaşta yapılabilir. Mamografinin erken teşhiste ciddi anlamda faydası var. Hastalar radyasyondan korkuyor ama bu ciddi oranda değil. Bir uçakla Avrupa uçuşu kadar radyasyon alıyorsunuz. Ancak bu yöntemin faydası çok fazla. Öte yandan meme MR gündeme girdi. Meme MR'ı gerekli hastalarda kanser yaygın mı onu gösteriyor. Meme kanseri tedavisi 3 basamaklı cerrahi, kemoterapi ve radyoterapi şeklinde. Hastalar kemoterapiden de ürküyorlar ama yeni nesil ilaçlar ciddi yan etkiler göstermiyor. Işın tekniği çok ilerledi ve faydası çok fazla. Memeyi koruduğumuz her hastanın ışınlanması lazım" ifadelerini kullandı. "11-12 yaşında kocaman meme kitleleriyle hastalar gelmeye başladı" Her sene yeni vakaların eklendiğini söyleyen Dağ, “8 kadından biri, yaşamı boyunca meme kanserine yakalanma riskiyle karşı karşıya. Yaş grubu dediğimiz gibi aslında ileri yaş hastalığı gibi gözüküyordu ama artık 40-44 yaş yoğunlukta olmakla birlikte benim 21 yaşında hastam var. İyi huylu meme kitlelerinin de sayısı çok fazla arttı ve yaş grubu oldukça düştü. Bunlar direkt kanserle ilişkili değil ama memede kitleyle 20 ile 25 yaş arasında beklerken, 11-12 yaşında kocaman kitlelerle hastalar gelmeye başladı. Burada yenilen, içilen, organik olmayan, hormon içerdiğini düşündüğümüz yiyeceklerden kaynaklanıyor. Doğulu yaşam biçimi biraz daha koruyucu oluyor. Batıda giderek vaka sayısı artıyor. Bu dünyada da öyle, bizim ülkemizin batısında da öyle. 30 yaş öncesi doğum yapmanın, emzirmenin faydası belirtiliyor ama benim 6 doğum yapıp hatta 9 doğum yapıp 3 yıl emzirip, yine de meme kanseri olan hastam var. Yani doğum yaptım beni koruyacak diye bir şey yok. Ancak doğum yapmamış, emzirmemiş, 40'lı yaşlı bayanda kitle gördüğümüzde ürküyoruz. Tabi ki ama oranlar bunu söylüyor. Batılı tip yaşam tarzı işleri bozuyor. Geç doğum yapmak, az emzirmek, alkol kullanımı, obezite bu riski artıyor. Egzersiz, stresten uzak durmak kadınları koruyabilir. Tabi bizim asıl hedefimiz erken teşhis. Erken teşhis oldu mu sanki bunu iyi huylu bir kitle gibi halledebiliriz" dedi.
Genel Cerrah Prof.Dr. Ahmet Dağ, her 8 kadından birinin meme kanserine yakalanma riski taşıdığını vurgulayarak, "Kanserin yanında iyi huylu meme kitlelerinin de sayısı çok fazla arttı ve yaş düştü.

Direkt kanserle ilgili olmasa da meme kitleleriyle 20-25 yaş arasında hasta beklerken, 11-12 yaşında kocaman kitlelerle hastalar gelmeye başladı" dedi.

Meme kanseriyle ilgili açıklamalarda bulunan Mersin Üniversitesi (MEÜ) Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Anabilim Dalı öğretim üyesi, meme ve endokrin cerrahı Prof. Dr. Ahmet Dağ, meme kanserinin kadınlarda en sık görülen kanser türü olduğunu söyledi.

Artık bu kanser türüyle çok sık karşılaştıklarını ve vaka sayısının her geçen gün arttığını belirten Dağ, "Yaş grubu da giderek düşüyor. 40-44 yaş arasında bir yoğunluk söz konusu. Bu yaşlarda ciddi bir artış görüyoruz. Böyle olunca da tedavide beklentiler de değişiyor. Çünkü genç nüfus, genç kadınlar özellikle memenin korunmasını istiyor.

Korunmasa da yerine yeni meme, onkoplastik dediğimiz cerrahi tekniklerinin kullanılmasını istiyor. Bu bağlamda genç meme kanserleriyle uğraşırken, cerrahi yöntemlerimiz de bu yöne doğru kaydı. Aslında cerrahi seçenekleri 15-20 yıl önce daha çok memeyi alma yönündeydi ama şimdi ise memeyi daha çok koruyabilirsek koruyoruz, koruyamazsak yerine yeni meme yapabiliyoruz" diye konuştu.

"Artık kolay kolay meme kanserinden hasta kaybetmiyoruz"

Genç kadınlarda bu hastalığının daha agresif seyrettiğinin altını çizen Dağ, "Genç olunca sanki bu kanseri daha kolay atlatabilir gibi gözüküyor ama tam tersi bir durum söz konusu. Ancak bu kadar yaygın bir hastalık olunca bu sefer de tedavi seçeneği de araştırma da çok. Bu yüzden artık kolay kolay meme kanserinden hasta kaybetmiyoruz.

Hastalar bize zamanında geldiğinde, hiçbir sıkıntı çıkmadan memeyi de koruyarak bu hastaları iyileştiriyoruz. Hasta eğer çok çok geç kalmamışsa büyük oranda hayatta tutuyoruz. Bakanlığımızın bu konuda çalışmaları çok iyi. Kanserin belirgin şeyleri var. Hasta kanser olduğunda bize kitleyle geliyor. Bizim istediğimiz ise daha bu kitle gelişmeden taramayla bunun adını koyması.

Burada kullandığımız araçlar mamografi ve meme ultrasonu. Tarama için mamografiyi 40 yaşı üstünde başlatıyoruz. Ultrasonu ise her yaşta yapılabilir. Mamografinin erken teşhiste ciddi anlamda faydası var. Hastalar radyasyondan korkuyor ama bu ciddi oranda değil. Bir uçakla Avrupa uçuşu kadar radyasyon alıyorsunuz.

Ancak bu yöntemin faydası çok fazla. Öte yandan meme MR gündeme girdi. Meme MR'ı gerekli hastalarda kanser yaygın mı onu gösteriyor. Meme kanseri tedavisi 3 basamaklı cerrahi, kemoterapi ve radyoterapi şeklinde.

Hastalar kemoterapiden de ürküyorlar ama yeni nesil ilaçlar ciddi yan etkiler göstermiyor. Işın tekniği çok ilerledi ve faydası çok fazla. Memeyi koruduğumuz her hastanın ışınlanması lazım" ifadelerini kullandı.

"11-12 yaşında kocaman meme kitleleriyle hastalar gelmeye başladı"

Her sene yeni vakaların eklendiğini söyleyen Dağ, “8 kadından biri, yaşamı boyunca meme kanserine yakalanma riskiyle karşı karşıya. Yaş grubu dediğimiz gibi aslında ileri yaş hastalığı gibi gözüküyordu ama artık 40-44 yaş yoğunlukta olmakla birlikte benim 21 yaşında hastam var.

İyi huylu meme kitlelerinin de sayısı çok fazla arttı ve yaş grubu oldukça düştü. Bunlar direkt kanserle ilişkili değil ama memede kitleyle 20 ile 25 yaş arasında beklerken, 11-12 yaşında kocaman kitlelerle hastalar gelmeye başladı. Burada yenilen, içilen, organik olmayan, hormon içerdiğini düşündüğümüz yiyeceklerden kaynaklanıyor.

Doğulu yaşam biçimi biraz daha koruyucu oluyor. Batıda giderek vaka sayısı artıyor. Bu dünyada da öyle, bizim ülkemizin batısında da öyle. 30 yaş öncesi doğum yapmanın, emzirmenin faydası belirtiliyor ama benim 6 doğum yapıp hatta 9 doğum yapıp 3 yıl emzirip, yine de meme kanseri olan hastam var.

Yani doğum yaptım beni koruyacak diye bir şey yok. Ancak doğum yapmamış, emzirmemiş, 40'lı yaşlı bayanda kitle gördüğümüzde ürküyoruz. Tabi ki ama oranlar bunu söylüyor. Batılı tip yaşam tarzı işleri bozuyor.

Geç doğum yapmak, az emzirmek, alkol kullanımı, obezite bu riski artıyor. Egzersiz, stresten uzak durmak kadınları koruyabilir. Tabi bizim asıl hedefimiz erken teşhis. Erken teşhis oldu mu sanki bunu iyi huylu bir kitle gibi halledebiliriz" dedi.
Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve telgrafturk.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.