Madenciler, devlet hakkı payının yüzde 4,5'a çıkarılmasından dertli

Güncel (İHA) - İhlas Haber Ajansı | 20.05.2019 - 23:44, Güncelleme: 20.05.2019 - 23:44 2531+ kez okundu.
 

Madenciler, devlet hakkı payının yüzde 4,5'a çıkarılmasından dertli

MTSO Madencilik ve Mineral Ürünler Meslek Komitesi Başkanı Hüseyin Oynar, devlet hakkı payının yüzde 2'den yüzde 4,5'a çıkarılmasının madencileri zorladığına dikkat çekti. Son bir yıldır taban fiyat uygulaması getirildiğini belirten Oynar, “Ürünün piyasa fiyatı dışında devlet yüksek bir fiyat belirliyor ve devlet hakkı da bu yüksek fiyat üzerinden kesilince yüzde 4,5 yerine oran yüzde 20'lere ulaşıyor. Hiçbir madencinin kar payı bu kadar yüksek değil” dedi. Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) 23 No'lu Madencilik ve Mineral Ürünler Meslek Komitesi Başkanı Oynar, komite çalışmaları ve sektöre ilişkin açıklama yaptı. Komite olarak uzun süredir üzerinde durdukları en önemli konunun sektörel sanayi sitesi olduğunu dile getiren Oynar, “Şu anda sektörün en büyük sorunu kendisine ait bir sanayi sitesi bulunmaması. Komite olarak bu sorunun çözümüne yoğunlaştık. Uygun arazi arayışlarımız devam ediyor. Ancak maalesef yaklaşık 8 yıldır arazi sorununu aşıp bir sonuç alamıyoruz. Yeni yerel yönetimlerle bir araya gelerek taleplerimizi yineleyip bu konunu takipçisi olmaya devam edeceğiz” diye konuştu. İstedikleri standartlarda bir sanayi sitesi için yaklaşık 200-300 dönümlük arazinin yeterli olacağını kaydeden Oynar, bu alanda depo ve atölyelerin, sosyal donatı alanlarının yer alacağını, oluşacak sinerji ile firmaların da alıcıların da rahatlayacağını söyledi. Mevcut durumda atölyelerin şehrin içine sıkışıp kaldığını, binaların altında çalışmalarını sürdürdüğünü dile getiren Oynar, bu durumun hem ses kirliliğini hem de oluşan mermer tozlarıyla çevre kirliliğini beraberinde getirdiğini anlattı. Sitenin şehirden biraz uzakta kurulması ile kent içindeki ses kirliliğinin önüne geçilebileceğini ifade eden Oynar, aynı zamanda kent trafiğinin de rahatlayacağını vurguladı. Mermercilerin bir dernekleri bulunduğu ve bu derneğin geliri olduğunu da belirten Oynar, gerekli arazi tahsisi yapılması halinde üst yapının rahatlıkla tamamlanabileceğini söyledi. “Mermerciler, inşaat sektöründeki daralmadan etkilendi” İç piyasada ciddi sıkıntılar yaşandığına da dikkat çeken Oynar, özellikle inşaat sektöründe yaşanan daralmadan büyük ölçüde etkilendiklerini dile getirdi. Bir inşaatta mermerin projenin son aşamasında döşendiğini ve devam eden projelerde dahi son aşamaya gelindiğinde müteahhitte para kalmadığını anlatan Oynar, “Arkadaşlarımız bu nedenle büyük ölçüde paralarını alamıyor. Alamayınca kendi ödemelerini de yapamıyorlar. Sorunlar kısır döngü şeklinde artarak sürüp gidiyor” ifadelerini kullandı. Kamu ihalelerinde de ödeme sorunu yaşandığına işaret eden Oynar, taahhütler yerine getirilmesine rağmen hak edişleri alma noktasında sıkıntı olduğunu kaydetti. “İhraç pazarları iyi durumda” İhraç pazarlarında ise taleplerin oldukça iyi olduğuna değinen Oynar şu bilgileri verdi: “Bölgemiz özellikle mermer konusunda çok iyi durumda. Türkiye genelinde iyi bir potansiyele sahip olduğumuzu söyleyebilirim. Erdemli ve Silifke'de toplamda 20'ye yakın ocak işletmemiz bulunuyor. Bu işletmeler ihracat ağırlıklı çalışıyor. Öncelikli pazarlar Çin, Hindistan, Bangladeş, Tayland, Tayvan, Endonezya, Malezya gibi ülkeler. Bu ülkeler sıcak olması nedeniyle gerek evlerin büyük bölümünde gerekse kamu binalarında mermer kullanmayı tercih ediyor. Nüfus yoğunlukları da fazla ve kendi ellerinde kaliteli mermer bulunmayınca ithalat yoluna gidiyorlar. Bu nedenle yoğun talep geliyor.” Mevcut durumda gerek ekonomik sıkıntıların aşılabilmesi gerekse 2023 yılı ihracat hedeflerine ulaşılabilmesi adına ihracat artışının büyük önem taşıdığını vurgulayan Oynar, yurt dışından ürünlerine talep olmasına rağmen zaman zaman bürokratik engelleri aşmakta zorlandıklarını ve istedikleri ihracat performansını gösteremediklerini söyledi. “Bürokraside karşılaşılan en büyük sorun gecikme” diyen Oynar, “Bugün bir e-maili 2 dakikada yazıp 1 saniyede Amerika'ya gönderebiliyorsunuz; oysa ülkemizde bir evrak, ilgili kurumlarda günlerce iki oda arasında gidip gelemiyor” diye konuştu. Gecikmelerin yanı sıra çok sık değişen kanunlardan da şikayetçi olan Oynar, her hafta yeni bir yasa ile karşılaştıklarını, takip etmekte zorlanmaları nedeniyle çok sayıda cezaya maruz kaldıklarını söyledi. “Rekabetçi yapımızın güçlenmesi için maliyetler düşmeli” Yurt dışında hedef pazarlara mesafe olarak uzak olduklarını, bu nedenle ihracatta rekabetçi yapının güçlenebilmesi adına maliyetlerin minimuma indirilmesi gerektiğini belirten Oynar, “Ödediğimiz her ekstra ceza ya da yükselen devlet katkı payları maliyetlerimizi artırıyor ve bizleri rekabette zorluyor. Bu sıkıntıların ortadan kalkması adına bir düzenleme bekliyoruz” dedi. Aynı zamanda ihracatta KDV alacakları noktasında ciddi gecikmeler yaşandığına da değinen Oynar, ihracatçının aldığı iadeler kadar kar edebildiğini, bunu da alamaması halinde iş yapmaktan vazgeçtiğini söyledi. Firmalar ihracattan vazgeçince ülkeye döviz girişinin azaldığını ifade eden Oynar, iadelerin en kısa zamanda ödenmesi gerektiğinin altını çizdi. “Tüm girdi maliyetleri arttı” Gerek cezalar gerek devlet katkı payları gibi ekstra maliyetlerin yanı sıra girdi maliyetlerinde de ciddi artışlar yaşandığına işaret eden Oynar, şunları söyledi: “En büyük girdi kalemlerinden bir tanesi mazot. Mazot fiyatları inanılmaz arttı. Mazotla üretilen bir hammaddenin satışı da zor oluyor. Rakamlarımız dünya piyasalarının üzerinde kalıyor. Bunun yanında eleme tesislerinin kurulum maliyetleri de çok yüksek. Kullanılan araç gereçlerin büyük bölümü ithal. Aynı şekilde enerji maliyetleri de oldukça arttı. Bundan iki yıl önce bir mermer fabrikasına ortalama 15 bin lira elektrik faturası gelirken bugün aynı şartlarda çalışan iş yerlerine en az 35-40 bin liralık faturalar geliyor. Bu rakamlarla yurt dışında mücadele edebilmek talep olmasına rağmen çok zor. İşlerin düşmesine ve paralelinde istihdamın azalmasına neden oluyor. Maliyetlerimizin düşmesi halinde daha çok talebe yanıt verebileceğimize inanıyorum.” Kurda yaşanan dalgalanmaların da ihracatı olumsuz etkilediğini kaydeden Oynar, malı sattıkları dönemle vadesi geldiğinde tahsilat yaptıkları dönem arasında sürekli bir kur farkı yaşandığını bunun zaman zaman ciddi kayıpları da beraberinde getirdiğini söyledi. Yüksek olmasına rağmen sabit bir kur olması halinde ona göre pozisyon alabileceklerini, ancak bu şartlar altında önlerini görmekte zorlandıklarını belirten Oynar, sorunların çözümü noktasında destek beklediklerini söyledi.
MTSO Madencilik ve Mineral Ürünler Meslek Komitesi Başkanı Hüseyin Oynar, devlet hakkı payının yüzde 2'den yüzde 4,5'a çıkarılmasının madencileri zorladığına dikkat çekti.

Son bir yıldır taban fiyat uygulaması getirildiğini belirten Oynar, “Ürünün piyasa fiyatı dışında devlet yüksek bir fiyat belirliyor ve devlet hakkı da bu yüksek fiyat üzerinden kesilince yüzde 4,5 yerine oran yüzde 20'lere ulaşıyor. Hiçbir madencinin kar payı bu kadar yüksek değil” dedi.

Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) 23 No'lu Madencilik ve Mineral Ürünler Meslek Komitesi Başkanı Oynar, komite çalışmaları ve sektöre ilişkin açıklama yaptı.

Komite olarak uzun süredir üzerinde durdukları en önemli konunun sektörel sanayi sitesi olduğunu dile getiren Oynar, “Şu anda sektörün en büyük sorunu kendisine ait bir sanayi sitesi bulunmaması.

Komite olarak bu sorunun çözümüne yoğunlaştık. Uygun arazi arayışlarımız devam ediyor. Ancak maalesef yaklaşık 8 yıldır arazi sorununu aşıp bir sonuç alamıyoruz.

Yeni yerel yönetimlerle bir araya gelerek taleplerimizi yineleyip bu konunu takipçisi olmaya devam edeceğiz” diye konuştu.

İstedikleri standartlarda bir sanayi sitesi için yaklaşık 200-300 dönümlük arazinin yeterli olacağını kaydeden Oynar, bu alanda depo ve atölyelerin, sosyal donatı alanlarının yer alacağını, oluşacak sinerji ile firmaların da alıcıların da rahatlayacağını söyledi.

Mevcut durumda atölyelerin şehrin içine sıkışıp kaldığını, binaların altında çalışmalarını sürdürdüğünü dile getiren Oynar, bu durumun hem ses kirliliğini hem de oluşan mermer tozlarıyla çevre kirliliğini beraberinde getirdiğini anlattı.

Sitenin şehirden biraz uzakta kurulması ile kent içindeki ses kirliliğinin önüne geçilebileceğini ifade eden Oynar, aynı zamanda kent trafiğinin de rahatlayacağını vurguladı.

Mermercilerin bir dernekleri bulunduğu ve bu derneğin geliri olduğunu da belirten Oynar, gerekli arazi tahsisi yapılması halinde üst yapının rahatlıkla tamamlanabileceğini söyledi.

“Mermerciler, inşaat sektöründeki daralmadan etkilendi”

İç piyasada ciddi sıkıntılar yaşandığına da dikkat çeken Oynar, özellikle inşaat sektöründe yaşanan daralmadan büyük ölçüde etkilendiklerini dile getirdi.

Bir inşaatta mermerin projenin son aşamasında döşendiğini ve devam eden projelerde dahi son aşamaya gelindiğinde müteahhitte para kalmadığını anlatan Oynar, “Arkadaşlarımız bu nedenle büyük ölçüde paralarını alamıyor.

Alamayınca kendi ödemelerini de yapamıyorlar. Sorunlar kısır döngü şeklinde artarak sürüp gidiyor” ifadelerini kullandı.

Kamu ihalelerinde de ödeme sorunu yaşandığına işaret eden Oynar, taahhütler yerine getirilmesine rağmen hak edişleri alma noktasında sıkıntı olduğunu kaydetti.

“İhraç pazarları iyi durumda”

İhraç pazarlarında ise taleplerin oldukça iyi olduğuna değinen Oynar şu bilgileri verdi:

“Bölgemiz özellikle mermer konusunda çok iyi durumda. Türkiye genelinde iyi bir potansiyele sahip olduğumuzu söyleyebilirim. Erdemli ve Silifke'de toplamda 20'ye yakın ocak işletmemiz bulunuyor. Bu işletmeler ihracat ağırlıklı çalışıyor.

Öncelikli pazarlar Çin, Hindistan, Bangladeş, Tayland, Tayvan, Endonezya, Malezya gibi ülkeler. Bu ülkeler sıcak olması nedeniyle gerek evlerin büyük bölümünde gerekse kamu binalarında mermer kullanmayı tercih ediyor. Nüfus yoğunlukları da fazla ve kendi ellerinde kaliteli mermer bulunmayınca ithalat yoluna gidiyorlar. Bu nedenle yoğun talep geliyor.”

Mevcut durumda gerek ekonomik sıkıntıların aşılabilmesi gerekse 2023 yılı ihracat hedeflerine ulaşılabilmesi adına ihracat artışının büyük önem taşıdığını vurgulayan Oynar, yurt dışından ürünlerine talep olmasına rağmen zaman zaman bürokratik engelleri aşmakta zorlandıklarını ve istedikleri ihracat performansını gösteremediklerini söyledi.

“Bürokraside karşılaşılan en büyük sorun gecikme” diyen Oynar, “Bugün bir e-maili 2 dakikada yazıp 1 saniyede Amerika'ya gönderebiliyorsunuz; oysa ülkemizde bir evrak, ilgili kurumlarda günlerce iki oda arasında gidip gelemiyor” diye konuştu.

Gecikmelerin yanı sıra çok sık değişen kanunlardan da şikayetçi olan Oynar, her hafta yeni bir yasa ile karşılaştıklarını, takip etmekte zorlanmaları nedeniyle çok sayıda cezaya maruz kaldıklarını söyledi.

“Rekabetçi yapımızın güçlenmesi için maliyetler düşmeli”

Yurt dışında hedef pazarlara mesafe olarak uzak olduklarını, bu nedenle ihracatta rekabetçi yapının güçlenebilmesi adına maliyetlerin minimuma indirilmesi gerektiğini belirten Oynar, “Ödediğimiz her ekstra ceza ya da yükselen devlet katkı payları maliyetlerimizi artırıyor ve bizleri rekabette zorluyor. Bu sıkıntıların ortadan kalkması adına bir düzenleme bekliyoruz” dedi.

Aynı zamanda ihracatta KDV alacakları noktasında ciddi gecikmeler yaşandığına da değinen Oynar, ihracatçının aldığı iadeler kadar kar edebildiğini, bunu da alamaması halinde iş yapmaktan vazgeçtiğini söyledi. Firmalar ihracattan vazgeçince ülkeye döviz girişinin azaldığını ifade eden Oynar, iadelerin en kısa zamanda ödenmesi gerektiğinin altını çizdi.

“Tüm girdi maliyetleri arttı”

Gerek cezalar gerek devlet katkı payları gibi ekstra maliyetlerin yanı sıra girdi maliyetlerinde de ciddi artışlar yaşandığına işaret eden Oynar, şunları söyledi:

“En büyük girdi kalemlerinden bir tanesi mazot. Mazot fiyatları inanılmaz arttı. Mazotla üretilen bir hammaddenin satışı da zor oluyor. Rakamlarımız dünya piyasalarının üzerinde kalıyor. Bunun yanında eleme tesislerinin kurulum maliyetleri de çok yüksek.

Kullanılan araç gereçlerin büyük bölümü ithal. Aynı şekilde enerji maliyetleri de oldukça arttı. Bundan iki yıl önce bir mermer fabrikasına ortalama 15 bin lira elektrik faturası gelirken bugün aynı şartlarda çalışan iş yerlerine en az 35-40 bin liralık faturalar geliyor.

Bu rakamlarla yurt dışında mücadele edebilmek talep olmasına rağmen çok zor. İşlerin düşmesine ve paralelinde istihdamın azalmasına neden oluyor. Maliyetlerimizin düşmesi halinde daha çok talebe yanıt verebileceğimize inanıyorum.”

Kurda yaşanan dalgalanmaların da ihracatı olumsuz etkilediğini kaydeden Oynar, malı sattıkları dönemle vadesi geldiğinde tahsilat yaptıkları dönem arasında sürekli bir kur farkı yaşandığını bunun zaman zaman ciddi kayıpları da beraberinde getirdiğini söyledi.

Yüksek olmasına rağmen sabit bir kur olması halinde ona göre pozisyon alabileceklerini, ancak bu şartlar altında önlerini görmekte zorlandıklarını belirten Oynar, sorunların çözümü noktasında destek beklediklerini söyledi.
Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve telgrafturk.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.